Depremde ailesini kaybeden Sait Bilgin’den adalet çağrısı: Sanıkların yaptığı savunma adalet sistemine hakaret
BilginPro bilişim şirketinin kurucusu, Gazete Duvar’ın da yazılım konusundaki çözüm ortağı olan Sait Bilgin, 6 Şubat depremlerinde Kahramanmaraş’a yakınlarının yanına tatile giden eşi Pınar Bilgin ve çocukları Mazhar Kaan Bilgin ile Sürur Hakan Bilgin’i kaybetti. Sait Bilgin, Pınar Bilgin’le evlilik yıldönümleri nedeniyle sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda adalet çağrısında bulundu ve “Henüz gerçekten ölmedi canlarımız, çünkü hala onları anan, düşünen ve hesaplarını soracak bizler varız” ifadesini kullandı.
Sait Bilgin’in paylaşımı şöyle:
“Tüm Kahramanmaraş yıkılsa bu binalar yıkılmaz diyerek pazarladığı Penta Park sitesinde 115 kişi öldükten sonra yurtdışına milyonlarca lirayla kaçarken teknede yakalanan Mesut Başkır suçu ölenlere atmış, tamamen masum olduğunu söylemiş ve tutuksuz yargılanma talep etmiş. İsmi Latince 5 anlamına gelen Penta Park sitesinin 5 bloğundan 2’si depremin ilk saniyelerinde 115 kişiye mezar olmuştu. Eşim, çocuklarım, eşimin ailesi, yeğenlerim ve daha bir çok masum insan o binada can verdi.
Deprem kurtarma çalışmalarında çok net gördüğümüz, daha sonra teknik raporlarda da yer alan betonun çok zayıf ve kusurlu olması, çürük kat tablalarının daha depremin 10. saniyesinde kırılmasına ve herkesin ölmesine sebep olmuştu.
‘ADALET SİSTEMİNE HAKARET’
İlk duruşmada ‘Kendimi yüzde 1 bile suçlu hissetmiyorum’ diyen Başkır ve ortağı Özcan Çakmak ikinci duruşmada da akla, izana aykırı savunmalar yapmış. Savunma hakkı meşrudur elbet ancak bu kadar gayrımeşru hale getirmeleri, ölenlere saygısızlıkları ve bu ciddiyetten, haysiyetten uzak savunmaları ölen masumlara ve yakınlarına olduğu kadar hem mahkeme heyetine hem de ülkenin adalet sistemine bir hakarettir.
Penta Park sadece bir örnek asıl yıkım, asıl kayıp bundan çok daha büyüktür. Penta 5’ten büyüktür. Umarım başta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç olmak üzere Türk yargısının hamileri elli binden fazla insanın ölümüne, yüzbinlerce kişinin yaralanmasına yol açan tüm Mesut Başkır’ların, Özcan Çakmak’ların yargı süreçlerinde ve sonrasında bu yargı sürecinde gözden kaçan eksikleri kullanarak Yargıtay’da temyiz aşamasında cezadan kaçmalarını önlemek için tüm tedbirleri alacaktır.
Eşim Melek Pınar ile lise sıralarında başlayan arkadaşlığımız 13 yıl sürdü, 13 Temmuz 2008’de evlendik ve 14.5 yıl süren mutlu bir evliliğin ardından 6 Şubat 2023’de aramızdan ayrıldı. Bugün Pınar’la evlilik yıldönümümüz ve ben onunla bunu kutlamak yerine evlatlarımızla birlikte vahşice ölümünün kendi suçu olduğunu iddia eden insan müsveddelerine karşı onun hakkını haykırıyorum. Çünkü bir toplumda mazlumların sesi zalimlerin sesinden fazla çıkmadığı sürece adalet tesis edilemez.
‘BİZİM KORKUMUZ VE KAYBETMEK İHTİMALİMİZ KALMADI’
‘İnsan, ancak onu düşünen hiç kimse kalmadığı zaman gerçekten ölür’ demişti Bertolt Brecht. Henüz gerçekten ölmedi canlarımız, çünkü hala onları anan, düşünen ve hesaplarını soracak bizler varız.
Sözlerimi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü kitabından bir bölümle bitirmek istiyorum; “Artık o bir daha ölemezdi, hatta hastalanamazdı da. Orada zihnimin bir köşesinde olduğu gibi kalacaktı. Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felâketler gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu.”
Bizim korkumuz ve kaybetmek ihtimalimiz kalmadı. Canlarımızın ruhları şad olsun, onları saygı, sevgi ve derin bir özlemle yad ediyoruz.”
(HABER MERKEZİ)